Çağatay PEHLİVAN
Evet, NBA Finalleri geldi çattı ve artık iki takım haricinde tüm takımlar gözünü Draft ve Free Agency’e dikti. Bu seneki Draft’ı özel yapan 2 konu var: Yeni lotarya sistemi ve Zion Williamson. Yıllar sonra bu draft için “Zion Williamson Draft”ı diyeceğiz. Ancak tabi ki draft da bir oyuncudan oluşmuyor ve draftlar her zaman süprizlere açıktır. Ben de yazımda sizlere kendi Mock Draft’ımın ilk 10 sırasını paylaşacağım.
1: Zion Williamson – Pelicans
Draft’ın asıl ve tek yıldızı.. Pelicans’ın 1 numarayı alması ve bunun Anthony Davis takasına olan etkisi belki de NBA’ın önümüzdeki 5 yılını belirleyecek. İnanılmaz bir atletizm ve çok iyi bir saha görüşü var. Savunma yeteneği çok üst düzey ve mental olarak da iyi niyetli, gelişime açık ve olgun bir atlet görüntüsü veriyor. Gelişime açık bir şut mekaniği de var. Yalnız benim Zion’la ilgili endişelerimden biri boyu, sadece 2.01 metre yani Klay Thompson’la aynı boyda. Evet oyun artık kısa 5’e dönüyor diyoruz ama Giannis, Durant, Simmons, Jokic, Embiid gibi fiziklerine göre çok istisnai işler yapan oyuncularla dolu artık NBA. Bu oyuncuları gerek post oyunlarında gerekse de geçiş hücumlarında nasıl savunacağı önemli bir etken olacak onun NBA kariyerinde. Yanında pota altını iyi savunabilen bir 5 numarayla oynaması en kolay çözüm olabilir. Bu açıdan bakacak olursak, Zion’ın 4 numara oynayabilen ve 5 pozisyonu da savunabilen geçiş hücumlarında rakip takımlara kabus yaratan bir oyuncu olacağı söylenebilir. Zion çok kıymetli bir müchever ama mahir bir koçun elinde ve ona uygun şemalar içinde oynamalı. Bu şartlar altında All-star seçimlerine ambargo koyacak bir oyuncu olması neredeyse kesin. Bir kaç eksik noktadan bahsedecek olursak, belli bir şut mekaniğinden bahsetmiş olsam da bunun yavaş ve NBA hızına uymayan bir mekanik olduğu söylenebilir. Aynı zamanda sete oturan hücumlarda tahmin edilebilir bir oyunu var ve hücumunun post’a sıkıştığı zamanlarda zorlama hücumlarla karşılaşabiliyoruz. Son olarak şunu ekleyeyim, sezon başından beri birçok oyuncu kıyaslamasına muhattap oldu (Lebron da dahil) ama bence Charles Barkley benzetmesi mantıklı bir projeksiyon. Günümüzden bir örnek verecek olursak, top dağıtmadaki yeteneğinden de dolayı daha atletik ve skorer bir Draymond Green potansiyeline sahip olduğunu düşünüyorum. Eğer bu seviyeye ulaşırsa zaten NBA’in en iyi 5-10 oyuncusu arasına gireceğini söyleyebiliriz.
2: Ja Morant – Grizzlies
Draft’ın en iyi oyun kurucusu. Bu sezonu 24.5 sayı, 10.0 asist ve 5.7 ribaund ile tamamladı, ayrıca 1.8 top çalmayı da eklemeyi unutmayalım. Çok atletik, delici ve hızlı bir oyuncu. Günümüz oyununda savunmanın geometrisini iki temel özellikle bozabiliyorsunuz: Şut ve penetre.. Ja da ikisi de var, özellikle de penetre sonrası takım arkadaşlarına açık alanlar yaratmak konusunda çok başarılı. Set hücumlarında deliciliğini kullanarak savunmaları bozabileceği gibi, geçiş hücumlarında da hızı, atletizmi, top hakimiyeti ve bencil olmayan pas oyunu ile çok büyük bir koz olacak kuşkusuz. Aynı zamanda oyun içindeki küçük işleri yapmak ve istatistik kağıdında gözükmeyen katkıları vermek konusunda da doğal bir eğilimi var. Memphis, Ja’yı draft ettiği anda artık Conley’i de azat edebilir ve yeniden yapılanmaya tam anlamıyla başlayabilir. Kendini geliştirebileceği alanlara bakacak olursak, sağ elini geliştirmesi lazım; şut mekaniğini de daha akıcı hale getirmeli. Ancak şut özelinde eğer geliştirilebilir bir mekaniğin varsa tüm prospect’lerin bu özelliklerini geliştirebileceğini söyleyebiliriz. Bir benzerlik kurmamız gerekirse, daha ince bir John Wall sanırım çok da yanlış olmaz.
3: R.j. Barrett – Knicks
Uzun, fizikli bir skorer.. R.j bu sezon kesinlikle beklentilerin altında kaldı ve sezona 1. sırada girerken şu an 3. sıradan seçilmesi bekleniyor. Ancak, R.j’in NBA kariyerine beklentinin düşük olarak (sezon başına kıyasla) girmesinden yararlanacağını düşünüyorum. Pozisyonuna göre çok iyi bir ribaund yeteneği var. Sezonu 22.6 sayı ve 7.6 ribaund ortalamasıyla tamamladı. Çok akıcı bir footwork’ü var bunun yanında potaya penetreleri ve orta mesafe şutları ile elit bir hücumcu olma vaadinde bulunuyor bize. Eksi yönleri olarak ise söyleyebileceğim ilk nokta, zaman zaman oyunu zorlayıp kötü şut tercihleri yapması olur. Boştaki arkadaşlarını görmek konusunda ve zayıf eli olan sağ elini geliştirmek konusunda ilerlemesi gereken çok yol var. Topsuz oyunda verimsiz kalıyor, oyununa çok daha off-ball oyunu ve cutlar eklemeli. Son olarak gerek hücumda gerekse savunmada, konsantrasyonunu arttırmalı. Sanırım herkesin çekincesi yeni bir Andrew Wiggins olup olmayacağı konusu. Elbette böyle bir ihtimal her zaman var, ama Knicks’in de bu picki takaslamayacak ise alabileceği en iyi oyuncu Barrett ve yıllar sonra bu draftın en iyi oyuncusu olma ihtimali yok diyemeyiz.
4: De’Andre Hunter – Lakers
Lakers bu picki draftlamaz ise alabileceği oyuncuların başında Hunter geliyor. Çok yüksek bir potansiyeli olmamakla beraber defansif çeşitliliği olan iyi bir 3-and-D kanat oyuncusu olarak Lakers’ın şutör eksikliğine cevap olabilir. Zaman içinde kendi şutunu geliştirme konusunda da gelişti. Perimetreyi savunmak konusunda iyi bir oyuncu, bunun da en büyük sebebi; uzunluk, hız ve kütleyi aynı vücutta barındırabilen iyi bir savunma potansiyeli olması. Bu özellikleri onu post savunması içinde güvenilir bir oyuncu yapıyor. Ancak, ilk adımı yavaş ve top hakimiyeti zayıf. Pota altı bitirişlerini geliştirmesi lazım. Pas oyununda ise tempoyu kesmemesi ve top dolaşımını devam ettirmesi gerekiyor. Sezonu 15 sayı 5 ribaund ile tamamladı ve NBA kariyeri boyunca ondan bir DeMarre Carrol etkisi yaratmasını beklemek sanırım hayalcilik olmaz.
5: Jarrett Culver – Cavaliers
Oyunun birçok alanına etki edebilen çok yönlü bir kanat oyuncusu. Oyun zekası ve motoru yüksek bir oyuncu, bunun yanında potaya penetrelerde de etkili bir silah. Foot-work’ünü geliştirmeli, savunma potansiyelinin çok yüksek olduğu söylenemez. Hücumuna baktığımızda uzun ikilikleri bazen çok kullandığını görebiliyoruz, NBA’de vazgeçmesi gereken bir özelliği olacak. Son olarak, gerek 2’lik, gerekse de 3’lüklerde zor şutları atabiliyor. Üst sınırını Middleton veya Brogdon olarak koymak çok yanlış olmaz özellikle hücum kısmında bu seviyelere ulaşabilir.
6: Darius Garland – Suns
Phoenix’in bir guard ihtiyacı var, hem de yıllardır. Yeniden yapılanma sürecinde oyun kurabilen ve diğer oyuncular için hayatı kolaylaştıran bir oyun kurucunun eksikliğini çok çekti Suns. Takıma iyi alışkanlıklar oturtabilmek ve bir hücum karakteri sahaya koyabilmek adına bu sıradan alabilecekleri en iyi oyun kurucu da Darius Garland. En önemli özelliği iyi bir perimetre skoreri olması. Çok uzun bir oyuncu değil ve oyunundaki önceliği sayı üretmek olan bir oyuncu. Bu açılardan az önce yukarıda bahsettiğim oyun kurma ve diğer arkadaşlarına oyuna dahil etme görevini ne kadar gerçekleştirebilir bu bir soru işareti. Ama yine oyun kurma özelliğinden tamamıyla yoksun olduğu söylenemez. Eski bir NBA oyuncusu olan Winston Garland’ın oğlu olması da ona belli bir NBA tecrübesi sunacaktır. Düşündürücü olarak ise savunmada hem under-size kalıyor hem de risk alabiliyor. Bu açıdan savunma şemalarında saklanması gereken bir oyuncu olabilir, NBA’in her şeyi değişerek savunma eğilimini de düşünecek olursak bu ileride bir sorun yaratabilir. Son olarak Kolejde sezonu kapatmasına sebep olan bir menisküs sakatlığı geçirdi. Onun nasıl bir oyuncu olacağını, NBA hayatında nasıl bir perimetre şutörü olacağı ve top yönlendirme yeteneğini ne kadar geliştireceği belirleyecek.
7: Coby White – Bulls
Oyun kurucu ihtiyacı olan bir başka takımda Bulls. Skor ağırlıklı bir oyun kurucu olarak Coby White’ın etkili bir 3 sayı tehditi var, NBA için önemli bir husus ise hızlı bir şut mekaniğinin olması. Driblingleriyle alan açabilen bir oyuncu. Ancak yine de havada karar verme yeteneğini geliştirmesi gerektiriyor. Sezonu 16 sayı, 3.5 ribaund ve 4 asist ortalamalarıyla tamamladı. Oyunu hızlandırma yeteneğine sahip ve işin savunma tarafında bazı güzel ışıklar veriyor. Eksi yönlerine ise şutunu alçaktan çıkarması, kısa kanat açıklığı ve kolej’de sık olarak karşılaştığımız güçlenmek problemini ekleyebiliriz. Son olarak hücumda oyunu zorlamaktan vazgeçmesi lazım ki NBA seviyesinde zaten bunu zamanla öğreneceğini bekleyebiliriz.
8: Cam Reddish – Hawks
Beklentilerin altında kalan bir sezon geçirdi Reddish. Bunun en büyük sebeplerinden biri kuşkusuz Zion ve R.j. ile beraber oynaması oldu. Bu formsuz sezonu onu ilk 5’in dışına attı draft tahtasında. Ama açıkça söylemek gerekirse, 4 ile 10. sıra arasında nereden seçilirse seçilsin şaşırmam. Bu draftta çok net bir 1 numaramız ve ardından gelen net 2 ve 3. sıra çaylaklarımız var. Sonrası biraz kumar olacak takımlar için. Skorer potansiyele sahip bir kanat oyuncusu şu noktada Hawks’ın ihtiyacı olan bir parça. Size’ına göre iyi bir pasör. Catch-and-shoot özelliği var ki Hawks’ın “Baby Warriors” olmak hayali için uygun bir oyuncu. İşin savunma tarafında ise kalıbı, uzun kolları ve hızlı elleri sayesinde switchlere uygun potansiyelli bir savunmacı olma sinyalleri veriyor. Ancak fiziksel avantajlarını daha tam olarak kullanamıyor, bunu özellikle potaya yaptığı penetrelerde görebiliyoruz. Aynı zamanda pota dibindeki bitiriciliğini de keskinleştirmesi gerek. Savunma potansiyelini övmekle beraber bazen konsantrasyon kaybı yaşayabiliyor savunmada. Masaya koyduklarıyla gerçekten kutuplaştırıcı bir potansiyel. Paul George ve Jeff Green arasında gidip gelen bir skala arasında nerede duracağını ilerleyen yıllarda
göreceğiz.
9: Sekou Doumbouya – Wizards
Kalın bir gövde, uzun kollar ve yüksek atletizmi ile “Siakam light” olma potansiyeli veren bir prospect. Açıkçası hakkında çıkarımlarda bulunmak biraz zor olmakla beraber; pota altında iyi bir bitirici ve savunmada da bu atletik avantajlarını kullanabiliyor. İyi bir ribaundçu ayrıca çok yönlü ve etkili bir savunmacı olma potansiyeli var. Fiziğine oranla kendi şutunu yaratma konusunda iyi ayrıca çok hızlı bir ilk adıma sahip. Yaşına oranla iyi bir post oyunu var ancak tabi ki ilerleyen seviyeler için kendini geliştirmesi gerekiyor. Geliştirmesi gereken yönlerine bakacak olursak, karar verme yeteneğini geliştirmesi lazım. Şut mekaniği ve dengesi istikrarsız. Çok daha dengeli bir mekaniğe sahip olması lazım. Fiziksel avantajlara ve potansiyellere sahip olmakla beraber; savunmada fundamental olarak zayıflıkları var. Lateral hızı eksik ve savunmada açıklar verebiliyor. Son olarak top kayıplarına da dikkat etmesi gerek.
10: Jaxson Hayes – Hawks:
Kanat oyuncusu ardından Hawks’ın ikinci ihtiyacı da bir pivot oyuncusu. Dedmon bu sezon serbest kalıyor ve eğer onla bir sözleşme uzatma yoluna gidilmeyecek ise Hayes o açığı doldurmak adına uygun bir isim olabilir. Atletik bir pota altı savunucu, modern oyunun istediği uzun profiline uygun bir potansiyel. Lisede Wide-Receiver oynadığı için hassas ellere ve yüksek bir pas yakalama yeteneğine sahip. Geçiş oyunlarında sahayı iyi koşuyor. Temasa rağmen pota altında bitirme yeteneğine sahip. Fiziğine oranla mükemmel bir lateral hıza sahip ki bu da switchlerde kısaya karşı kaldığında ona büyük bir avantaj olacak NBA’de. Aynı zamanda yüksek bir çalışma etiğine sahip. Geliştirebileceği alanlara bakacak olursak, pick-and-roll savunmasında bazen aklı karışabiliyor. Zamanla ve tecrübe edindikçe bu özelliğini geliştirecektir. Basit faul problemlerine girebiliyor. İşin hücum tarafında ise, bitirciliğini sadece smaç vurmaktan çıkarıp çeşitlendirmesi gerek. Yine de genel toplama baktığımızda içindem bir Capela çıkmaması için bir sebep yok.